DERE ÇİFTLİĞİ…. Doğanın sonsuz huzurunu içinizde iliklerinize kadar hissedebileceğiniz muhteşem bir yer… Gebze- Şile arasında bir vadide, 40 dönüm arazi içinde kurulmuş DERE ÇİFTLİĞİ… Gidince artık İstanbul’a dönmek istenmeyecek kadar beğenebileceğiniz bir doğa çiftliği… Açık alanlarda ve örtü altında ekolojik tarım yapılan çiftliğin içinden küçük bir dere geçmekte…. Son on yıl içinde doğasına uygun düzenlemeler yapılan çiftlik, İstanbul'a Anadolu yakasından 75 km uzaklıktadır, arabayla 1 saat 15 dakikada ulaşılabilmektedir.
Çiftlikte iki ev, geleneksel köy fırını, dere üzerinde üstü kapalı bir sundurma, sulama havuzu, örtü altında üretim için 6 adet sera, kümes, ağıl, kuş evi, farklı hobiler için depolar ve yeşil alanlar mevcuttur.
Gece konaklama olmadan gündüz etkinlikleri için mevcuduyla hizmet vermeye hazırdır. Kapalı gruplar ve üyelik esası ile çiftlik yaşamının paylaşılması hayal edilmektedir.
Burada önemli olan birbirini rahatsız edecek insanların oluşturduğu gruplaşmalarla çiftliğin huzuruna gölge düşürmeden, saklı cennetimizi yaratmak… Gerekirse, serada toprak ekmek, istenirse depolarda marangozluk yapmak, halı dokumak, kumaş dokumak, belki resim yapmak… fotoğraf çekmek, yürüyüş yapmak, belki bir kitap yazmak…İş toplantıları için hafta sonları işyeri gruplarına bir derin doğa soluğu aldırmak…. Aslında sonsuz alternatiflerimiz var… Bu konuda yazın cırcır böcekleriyle beraber samanyolu altında film seyretmekten, sundurmada iş eğitim toplantılarını yapmaya, oturup çimenlere yoga pilates seanslarıyla arınmaya, meditasyon yapmaya, enstrüman çalmaya, fırında ekmeğimizi kendimiz pişirip, peynirimizi mayalamaya kadar her şey mümkün…Düğünler bile .. kır düğünü hani… Dere Çiftliği, sanki kendi cennetimizi yaratmamız için özel bir mekan…
Ne dersiniz dostlar?
Aklınıza gelenler ne? Önerileriniz?
Belki de bir şarkı mırıldanırsın yağmurda... Mırıldanmak? Neden avaz avaz bağırmayasın ki??....
Toprakta yalınayak yürürsün belki iliklerine dek ıslanırken
Nasıl olsa şömine sıcak içerde çıtır çıtır alevler
Hani ıslandıktan sonra şöminede kurumak kimbilir nasıl zevk...
Belki sevgilinin sıcak elleri,
Belki kuşların,
Belki gecenin içinde ateş böceklerinin şarkıları
Belki en dönülemez yeminler fısıldanacak kalplerine
Bir düğün gecesinin ardından, ömür boyu sürecek
Uyku mahmuru gözlerini güneş öpecek
Rüzgar okşayacak saçlarından omuzlarına,
Sevgisini hissedeceksin doğanın oracıkta ve
Belki hiç istemeyeceksin bir daha gitmeyi bile...
Neler geçerse hayalinizden işte o... Bir iletişim kurun benimle. Hayallerinizi anlatın, yazın. Belki tezinizi hazırlamaya çekilirsiniz tek başınıza, belki dostlarla kafa dinlemeye... Belki anne babanıza evlilik yıldönümünde bir armağan olur 3-4 gün, bir hafta, belki bir kır düğünü ve ilk gece heyecanı... ateş böcekleriyle... Belki yazın bir açık hava sinema keyfi doğanın göbeğinde ay ışığında... Ya da bir şenlik, basma etekler içinde kutlanan... Belki sırf kadınlar toplanıp gelirsiniz şen şakrak, ekmekler pişirir, reçeller yaparsınız, belki sırf erkek erkeğe.. Marangozhanede iki tahta yontarsınız kimbilir... Belki bebeğinizle bir kaçamak... Belki bebeklerle birkaç aile ... Belki sırf siz ve kızınız veya sadece baba-oğul.. Hani ergenliğe girişin özel paylaşım anları.. Başbaşa konuşmak için, sırdaş olmak için... Sonu yok eğer sevgi üzerine kuruluysa hayaller... Yaşamak isteyen doğayı sevgiyi, yaratır gönlünden geçenlerle daha nice hayalleri...
Sevgilerim sizlerle,
JALE DURAL