Diyoruz ki doğal doğum en iyisidir...
En az müdahaleli doğum en iyidir....
Şimdi örneklerini gözlemliyoruz...
Sonucta bu konuda Op.Dr.İbrahim Yanık kadar özlü ve açık konuşan doktor da pek yok.
Bakın neler anlatıyor bizlere;
Bütün anne adaylarına merhabalar.
Aslında çoktandır içinde olduğum ama bir türlü yazamadığım doğal doğum gurubuna
artık yazmam gere
ktiğini anladım. Ben izmirde çalışan Kadın Hastalıkları ve
Doğum uzmanıyım. Çoktandır doğal doğumu izmirde yaygınlaştırmaya çalışıyoruz ve
hidroterapiyi izmirde ilk olarak uyguluyoruz. Ancak bu yazıda uygulamalarımızdan
çok Türkiye de ve izmirde doğum gerçeğinden bahsetmek istiyorum.
Ülkemiz şu an doğum dışında diğer tıp dallarında oldukça gelişmış bulunmaktadır.
Bir çok tıbbi tanı ve tedavi başarıyla yapılmaktadır. Ancak sadece DOĞUM
konusunda malesef bırakın gelişmiş ülkeleri geri kalmış ülkelerin bile
gerisindedir. Eğer bir çözüm bulunamazsa önümüzdeki 10 yıl içinde doğum
yaptırmayı bilen hekim bulmak bile imkansızlaşacaktır. Ülkemizdeki doğum
oranları toplamda %40-50 arasında, özel hastanelerde %10 civarındadır.
Şu an İzmirde de doğum oranları benzer durumdadır.
Bu durumun tabiki bir çok sebebi var.
Ülkemizdeki sağlık sistemi bunun en önemli nedenlerindendir. (daha doğrusu
sistemin olmayışı )
Yine üniversitelerin bu konuda katkıları olması gerekirken tam olarak ters yönde
hareket etmeleri .
Ve bir çok neden. Burada bir çok hastanın aklına gelen tahminler vardır. Onların
çoğuda doğrudur.
Şimdi ben özellikle gebelerin bilmesi gereken bölüme geçmek istiyorum. LÜTFEN
bu bölümü okuyun Doğumla ilgili gerçekler:
1- Gebelik hastalık değildir. Fizyolojik bir süreçtir.
2.- Her doğumda epizyotomi gerekmez ( ilk doğumda gebelerin sadece %20 ne epizyo
açılmalıdır. Doktorunuza bu soruyu sorun. Eğer ilk doğumda yırtılmaması için her
gebeye yapılır diyorsa durumu tekrar değerlendirin. İngilterede şu an ger hebeye
epizyo açan doktor yönetime hesap vermektedir)
3. Epidural anestezi kesinlikle FİZYOLOJİK DEĞİLDİR: Getirdikleri kadar
götürdükleri de vardır.
4. Önceden kemik pelvisi değerlendirip doğumun olup olamayacağına karar vermek
diye bir yöntem yoktur.( halk arasında çatı muayenesi, kemik muayenei olarak
bilinir.) Bunun amacı genellikle sezeryan için bahane üretmektir. Doğum dinamik
bir süreçtir. Doğumun olup olmayacağına doğum eyleminde karar verilir.
5. Hastaneye doğum yapmak için yatan gebelerin doğurma oranı %90 dır.
6. Kordon dolanması çok nadiren sorun çıkarmaktadır. Yine su azalması çok
nadiren görülen bir problemdir. Ultrasonda amnion sıvısı ölçülüp 2cm kalana
kadar doğum beklenebilir.
7. Dünyada sezeryan sonu ölüm oranı doğum sonu ölüm oranının dört katıdır.
8. İdrar kaçırma, cinsel ilişkide rahatsızlık gibi şikayetler normal doğum
olmadan sezeryan doğumlarda da görülmektedir. VE bu oranlar her iki grupta da
düşüktür.
9. Oksitosin sex sırasında, emzirmede, aşık olunduğunda ve doğumda özelliklede
doğal doğumda yükselmektedir.
10 Doğum ile ilgili anlatılan hikayelerin çoğu doğru olmayıp abartma içerir.
11 Doğum sırasında hidroterapi ( Jakuzi içinde) epidurale yakın rahatlama
vermektedir.
12. Sezeryan bir doğum yöntemi olmayıp anne ve bebeği acil bir durumdan kurtaran
operasyondur. Şimdilik burda kesiyorum.En kısa sürede doğal doğum konusunda
yazmaya devam edeceğim.Doğal doğum, hidroterapi ve suda doğumla ilgili
sorularınızı iletebilirsiniz.