Bayramdan sonra kampanya fiyatı değişecek ve fiyat yukarı çekilecekmiş. Çünkü stoklar bitmiş sayılırmış... Bilginize dostlar...
Sıvı beslenme dediğimiz zaman çoğumuzun aklına, suyu sıkılmış meyveler gelir... Suyu sıkılmış meyve dendiğinde ise portakal, nar, mandalina, elma, havuç vb. Bir başka akla gelen ise, inanılmaz gürültülü ve eziyetli bir işlemdir. Sanayi tipi bir makinayla dışarıda bir mekanda bol havuç, nar ve portakal suyu sıkkırdığınızda ise ağzınıza gelen toprak tadının nedenini
sanırım tahmin edesiniz ve bir iki seferden sonra, toprak, tarım kimyasalları vb. maddeleri de sağlıklı sıvı gıdanız olsun diye içmekte olduğunuz mayiinin içinde düşünmek bile istemezsiniz. Bir bardak portakal havuç suyu için harcanan meyvenin miktarının, çıkan suyla pek doğru orantılı olmaması ve makinanın sonradan yıkama işleminin işkencesi ise yıldırıcıdır...Kaldı ki bir de 2 meyve yemekle alınan kalori ile 1 bardak meyvenin suyunu içebilmek sıkılmaya gayret edilen 1kilodan fazla meyvenin kalorisi arasındaki fark, zayıflatmak yerine kilo alımını tetikleyecektir. Hamilelikte reflü ve benzer nedenlerle sinidirim sisteminin doluluğunu sevmeyiz.. Bağırsaklar çalışsın diye lifli ve sıvı ağırlıklı beslenmek isteriz... Vitamin ve minerallerden zengin beslenmenin önemini biliriz. Kilo alımında dengeyi kollarız. Şeker hastalığının hamilelikte yaşanabilme olasılığı yüksek gizli halinden kaçınırız.
Doğum sonrasında bağırsaklarımızın ve sindirim sistemimizin çalışmasının önemini biliriz. Doğum sonrası süt için helva, nohuttan önce sıvı beslenmenin gerekliliğini biliriz. Kaliteli sıvılar ararız. Kilo almak istemeyiz.lezzet alternatifleri ararız çünkü artık canımız çok şey istemektedir.
Burada aklımıza gelen soruları sıralayalım.. Ve tek tek cevap üretelim. Muz, üzüm, kivi, domates, kereviz, ıspanak, maydanoz, karpuz, dereotu, roka, erik, kayısı, kiraz, zencefil, brokoli, brüksel lahanası, kırmızı ve beyaz lahana,pırasa gibi pek çok mevsimsel sebze ve meyve, sağlığımıza olan yararları nedniyle yenmeyi beklerken bu meyve ve sebzelerin suyunu almak demek, mevcut imkanlar içinde onları blendıra atarak hızla dönen bir bıçak ile parçalayıp, suyunu içmek demektir. Metal meyve sebzenin suyuyla oksidasyon ile yarar yerine zarar vermeye başlayabilirken, parçalanan moleküllerin yarar sağlaması zaten düşünülemez ve bir de ısınma nedeniyle (30 derecede mineral e vitaminler ölecektir) ölen vitamin ve mineralleri düşündüğümüzde içtiğimiz sadece vasıfsız posa olacak ve sindirim sistemimizi yoracaktır. Oysa biz sıvı beslenme derken, midenin sindirimde zorlanacağı bazı selülozik maddeleri de ayırmaktan bahsediyoruz.
Peki bu şekilde bir sıvı beslenmeyi temin etmek mümkün mü? Cam Rendeyle ve tülbentle süzmeyle dersek... Oldukça işkenceli ve yıldırıcı..
Peki 1 kilo elmadan 750 gr. elma suyu, bir bağ maydanozdan yarım çay bardağından fazla maydanoz suyu vb. örnekleri söylersek?
Hele bir de sıkılan meyve sebze suyunun posasını saklayacak kadar kuru elde edeceğinizi, kurabiye, kek, poğaçada kullanmak üzere saklayabilirsiniz dersek...
Sıkma işleminde bıçak yok...okside olmak yok... Parçalanan moleküller yok.
Sıkma işleminde gürültü hiç yok, evde bebeğimz uyurken bile yanında sıkacak kadar ... ses az... desek?
Sıkılan meyve sebze suyu beklerken su ve posa olarak ayrışmıyor ve siz içerken durup durup karıştırmıyorsunuz dersek?
Bıçak ve aşırı hız olmadığından küçük çocuğunuz kendi meyve sebze suyunu sıkmanın keyfiyle kendi kendine yaptığı bu yararlı içeceği daha keyifle yudumluyor dersek...
Temizleme işlemi hiç ama hiç vakit almıyor, sizi uğraştırmıyor, etrafı pislik içinde bırakmıyor dersek...
Lahana gibi sıkılması zor bir sebzeyi bile bir kaç dakikada içiyor olacağınızı söylersek?
Elma ve yemeklik kabak gibi birbiriyle hiç alakasız 2 ürünün bile kokteylinin lezzetinin inanılmaz olabileceğini söylersek...
İnanmazsınız değil mi?
Beni tanıyorsunuz.. Eğer ben Jale isem özellikle hamilelik ve doğum ve bebekler hakkında daha da hassas ve hayal değil gerçekleri sunan kişi olarak bliniyor isem bunu gereksiz bazı şeyleri, promosyon olsun diye sizlere anlatmadığım içindir.
Böyle bir ürün var. Ben kullanıyorum. Adı Juice Presso.. Coway firmasının. Ve bu ürüne değer biçmek bence imkansız , kullanınca anlıyorsunuz bunu... Çocuğunuza kereviz sapı, kereviz kökü ve muz üzüm karışımını lezzetle içirdiğinizde bunu daha da paha biçilemez buluyorsunuzçünkü. Semizotunu pişirip değeri ölmüş bir posa yemiyorsanız, pişirmeden salatasını yapıp, lezzeti için yoğurt ile karıştırıp da içindeki demirden kaybettiğinizi biliyorsak, semizotunu portakal ile kokteyl yapmak veya herhangi bir başka sebze meyveyle veya sek semizotu olarak kullanmak... size ütopik bir hayal gibi geliyor. Ama değil.
Bu ürüne ulaşmak isterseniz şimdi tam zamanı. Stoklarla sınırlı olmak üzere,yeni ürünler gelene dek, çnceki sezona ait ve 2 sene tam garantili Juice pressolar 760 dolar yerine 399 dolar olarak satılmaktadır. Buraya bana adınızı not bırakın. telefonunuzu ve mailinizi. Size ilgili kişileri yönlendireyim ve hamileler kulübü ayrıcalığı ile bu imkanı size vermenin huzurunu yaşayayımm. Buram buram satış kokuyor diye düşünüyorum bu satırları yazarken... Ama benim işim satış değil. Benim işim komisyonculuk da değil. Benim kendi kendime belirlediğim ve yıllardır tanındığım tek misyonum, kadınlara ve gelecek nesillerin anne karnından başlayan hayatlarına katkıda bulunacak öz bilgileri sizlere sunup doğallığı hayatımıza dibine dek geri kazandırmak.
O halde yorum bırakır gibi adınızı , iletişim nolarınızı bırakın. Burada görünmeyecektir. Siz arzu etmedikçe.. Ben de size bu ürünn için ulaşılmasını sağlayım.
İçtenlik dolu dileklerimle sevgiler
Bana önerdiklerimden sonra geri dönüşlerinizdeki o memnuniyet dolu heyecanı seviyorum. Bu konu ise en fazla teşekkür alacağım konulardan biri.. Teşekkürü değil, memnuniyetinizi istiyorum....
Sevgiyle kalın, sevgimle kalın, sağlıklı kalın.
Jale Özen