SİTE: Ana Sayfa JALE JO ile Doğal Doğum Bilinci Yaşamda Çizgi Bırakabilmek mi, Yaşamın Bizdeki Çizgileri mi?
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size
Arama

Hamileler Kulübü

Yaşamda Çizgi Bırakabilmek mi, Yaşamın Bizdeki Çizgileri mi?

alt


Yaşam, anne karnında cenin olduktan sonra  değil,

anne bebek sahibi olmayı istediği anda başlıyor….

Yani bebeğin varolması istendiğinde veya

bebek varolmaya karar verdiğinde hayat

onun için  gereken enerjiyle varoluşu başlatıyor.

Hayat bir dalga boyu sadece ve bu yüzyılda bizim bile

anlayamadığımızı ilkel toplumlardaki anne-babaların

içgüdüsel yapmaları beni çok etkiliyor. Nasıl mı?

Anne ve baba olmak isteyen çiftler,

beraber veya ayrı ayrı doğaya çıkıyorlar önce...

Hayatın ezeli ve ebedi oluşunu simgeleyen bir asırlık ağaçtan

veya bir mağaranın taş duvarlarından temasla hayatın ruhundan

bir parçanın kendi çocuklarında bedenlemesini istiyorlar,

diliyorlar, uzun uzun dinliyorlar doğayı, uzun uzun….


ve sonunda ilham olarak gelen şarkıyı duyuyorlar,

hayatın ruhundan bebeklerinde bedenlenecek

parçanın sembolü olarak..

İlham olarak gelen şarkıyı önce

hangisi duyarsa gelip eşine de öğretiyor.

Hamile kalınca sürekli bu şarkıyı söylüyorlar…

Tüm kabile bu şarkıyı o çocuğun şarkısı olarak öğreniyor.

Doğumdan sonra , çocuk büyüdükçe, her sıkıntılı anında ona

bu şarkıyı söylüyorlar. Yeni yeni yürürken düştüğünde

onu kaldıran bir kabile üyesi bu şarkıyla yardım ediyor.

Ve ölene dek bu şarkı onun oluyor.

ölürken de bu şarkı ile uğurlanıyor.

Ne kadar anlamlı değil mi?

Günümüzde hamilelerle yaptığımız çalışmalarda

rahim eğitiminin bir parçası olarak anne adaylarına

müziğin önemini bilimsel araştırmalar neticesinde alınan bilgiler ışığında veriyoruz

Ama bunu uygarlık olmadan ilkel toplumların yapması,

hem de bu kadar güzel yapması tüylerimi diken diken yapıyor,

hayranlık dolu bir heyecan ile...

Betona iz bırak mı...

Biz hayata iz bırakmak isterken, belki de bu izler başkalarının

bıraktığı izlere az çok benzerlik gösterirken veya benzemezken,

hayat bize daha ilk andan bizi simgeleyen izleri bırakıyor.

Asırlar da geçse silinmeyen izleri... DNA.

Ve daha enteresan olanı,

anne karnında daha birkaç aylıkken

parmak izimiz oluşuyor...

parmak izi, milyarlarca insanda da farklı olan parmak ve el çizgileri…

parmak ucu gibi küçük bir yüzeyde

nasıl oluyor da bunca farklı parmak izi oluyor...

Yaşam nasıl anlamlı izler bırakıyor daha hayatta

nefes bile almaya başlamadan bizlere…

yani birey oluyoruz daha anne karnında yeni varolmuşken..

kimlik kazanıyoruz…  Oysa bu kimlik kürtajla 12 haftalık olana dek

yasal olarak öldürülebiliyor…  kargaşaya bakın…  

hayatta iz bırakma konusu başlamadan,

hayatın bizde daha doğmadan önce çizdiği çizgileri siliveriyoruz.

Sonra da hayata silinmeyecek çizgiler bırakalım istiyoruz.

Doğumun ardından hayat bizde sürekli çizgiler bırakmaya devam ediyor; duygular, anılar, tüm yaşanmışlıklar, mimiklerimize, yüz çizgilerimize otururken hayata iz bırakmayı isteyen bizler, keyfi estetik ameliyatlarla o izleri de siliyoruz…

Bir çiz-sil savaşı sanki...

yaşanmışlıkların değerini, ruhunu, yaşanmışı yaşanmış kabul etme olgunluğunu gösteremediğimiz için mutsuz da oluyoruz.

Oysa, geçmişte yaşananlar ve gelecekte yaşanacakların her biri, bizim için iyi veya kötü olsa da içinde bir bütünü olduğumuz hayatta bambaşka yerlerde bambaşka sonuçları yaratıyor. Bunu göremiyoruz.

Her işte vardır bir hayır derler ya , öyle…

 Bilim adamlarının kelebek etkisi dediği ve varlığını kanıtladığı gerçekliği duymuşsunuzdur. Kore 'de kanat çırpan bir kelebeğin kanatlarının yarattığı hava akımı Alaska' da kasırgaya sebep olabiliyor. Daha basit örneğiyle aynen çok uzaklardan gelen bir çığlığın km.lerce ötede çığ yaratması gibi...

Kelebek kanadı- kasırga ilgisi varsa, zaten hayatta olmamız ve yaptıklarımız , bilgimiz ve istediğimiz dışında bir yerlerde bazı resimlerin çizilmesini sağlıyor.

Ama her resmin altında ressamın imzası HAYAT oluyor. Parmak ucumuzdaki , avucumuzdaki, yüzümüzdeki , DNA mızdaki tüm çizgilerin ressamı gibi; HAYAT..

Biz ise imzayı atan olmak istiyoruz bir şeylere değil mi, kalıcı olsun ve insanlar bilsin ki bunu biz yaptık… pek çok kelebek kanadının rüzgarıyla hayatımızda olan  değişimlerle o yeni resmi çiziyor, o imzayı atıyoruz.

Önemli olan bence keşkelerle yaşamak değil veya

bir yerlere bir şeyler çizmek değil ve ağaç kabuklarına , banklara,

yeni dökülen betonlara şekillerle iz bırakmaya çalışmak da değil…

eserler vücuda getirmek de değil,

“iyilik” adı altında da olsa gizli bir “kibir” ile bazı güzellikleri yapmak da değil...

Önemli olan bence ne yaparsak yapalım, sadece var olmakla dahi hayatın içinde bir yerlerde bir şeylere sebep olduğumuzu bilmek ve bunun hayırlara vesile olması için dileklerde bulunmak, bunun için çalışmak ve  umut etmektir.

Yaşanmışlıklara sahip olabilmek o kadar büyük bir zenginlikken neden hep “keşke şu yaşta olsaydımlar”...

neden hep yaşanmışlıkları değiştirme pişmanlıkları?

Neden yaşadığın zamandan öte ileri zamanlara heves-özlem..?

Yaşayın anınızı hissederek, nefesinizi içinize çekerek... Bilin ki yaşamda mutlaka iz bırakıyoruz.

Bilerek veya bilmeyerek…

Yaptıklarımız başka bir an veya yerde  bir oluşun sebebi olarak iz bırakıyor.

 Ama yaşamın bizde bıraktığı  izler şüphesiz  daha derin ve kalıcı.

 

Ben diyorum ki;

Biz yaşamın bizde yarattığı izlerin değerini bilirsek,

yaşam da bize, onda silinmeyecek izleri bırakabilmemizi sağlayacak imkanları,

kelebek kanatlarının rüzgarlarıyla bile olsa

bir yerlerden getirip önümüze koyacaktır..


Sevgilerimle.

JALE ÖZEN 

 

BEBEĞİM

Sütlaç Annesini TV de İzledi

Sütlaç Annesini TV de İzledi


Anne Olunca Anladım programı Kanal1  in konuğuyduk Dr. Hakan Çoker ile. Sevgili Hülya Yıldırım, bilinçli bir anne olarak kendini bu konulara adamış. Devamını oku...

More:

DOĞAL YAŞAM

Bebekli Piknik, Dere Çiftliği' nde Melekler

Bebekli Piknik, Dere Çiftliği' nde Melekler


Az kişiydik, öz kişiydik, Dere Çiftliğindeydik, bebeklerleydik, biraz üşüdük, fazlaca da terledik, gezdik, dereye düştük, bol bol yedik, içtik, uyuduk, uzandık, sohbet ettik, çilek topladık yedik, bal...

Devamını oku...
More:

JALE ÖZEN KİMDİR?

Kişisel Bilgiler:
Doğum: 1968-Kayseri
Uyruk: T.C.
Eğitim: 1993-1990 Marmara Üni. Güzel Sanatlar Fak. Tekstil Anasanat dalı-Giyim Bölümü
1989-1985 Ege Üni.Tekstil Müh. Fak. Tekstil Teknolojisi
1985-1982 İzmir Karataş Lisesi –Matematik Bölümü

CEP:0 537 327 00 06

Jaleozen68@gmail.com

Devamı...