SİTE: Ana Sayfa Hypnobirthing ve Elif Doğan HypnoBirthing Babası
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size
Arama

Hamileler Kulübü

HypnoBirthing Babası

HypnoBirthing ile doğum yapan annelere "HypnoBirthing Annesi" denildiğine göre, doğumun vazgeçilmez bir parçası olan babalara da neden "HypnoBirthing Babası" denilmesin?

Babalar doğal doğum sürecinde çok önemli bir role sahipler... Bu yüzdendir ki babanın da doğuma hazırlanmış olması çok çok önemli...

Biz Doğan'la Deniz'in doğumuna birlikte hazırlandık. O da benimle bütün derslere geldi; gerektiğinde notlar aldı; sorular sordu; nerede ne yapması, ne söylemesi gerektiğini öğrendi. Vücut dilimi okumayı, doğum esnasında ben birşey söylemesem de neye ihtiyacım olabileceğini tahmin etmeyi anladı. Ve sonuç ikimizin de unutamayacağı bir deneyim oldu.

Aşağıda paylaştıklarım HypnoBirthing dersleri konusunda öğrendiğimiz ve Deniz'in doğumu sırasında uyguladığımız babaya düşen görevler...


* Hatırlatmak, hatırlatmak, ve tekrar hatırlatmak - Doğum saatlerle ifade edilen ve sürekli ama yavaş ilerleyen bir olay olduğu için babanın üstüne düşen en önemli görev annenin derste öğrendiği, doğumun ilerleyişi sırasında uygulamayı unutabileceği her şeyi hatırlatmak: Nefes egzersizlerini yapmak, pozisyon değiştirmek, tuvalete gitmek, ...
* Masaj yapmak - HypnoBirthing tamamen rahatlama ve gevşeme odaklı olduğu için babanın derslerde öğretilen ve doğum sırasında uygulayacağı masaj teknikleri anneyi iyi hissettiriyor. Özellikle annenin beline yapacağı karşıt-basınçlı masajlar kasılmalarla ve ağrılarla başa çıkmayı büyük ölçüde kolaylaştırıyor.
* Su içirmek - Prensip olarak bazı hastaneler doğum sırasında annenin herhangi bir şey yiyip içmesine karşı çıksa da (olası bir sezaryen ve narkoz alımı sırasında midenin boş olması gerekiyor) doğal doğumu destekleyen ve herhangi bir risk faktörü görmeyen doktorlar bunu görmezden gelebiliyor. Tıbbi bir neden olmadığı takdirde serum da doğal doğumun bir parçası olmayacağı için sıvı alımı çok önem taşıyor.
* Cesaretlendirmek - Hollywood filmlerinde gördüğümüz hastaneye son anda paldır küldür yetişilen sahnelerin aksine oldukça yavaş ilerleyen gerçek doğum sırasında anne yer yer yorgunluğun da etkisiyle ümitsizliğe kapılabiliyor. Örneğin ben, Deniz'i avuçlarıma almadan belki beş dakika önce, son kasılmaların verdiği rahatsızlık ve yorgunlukla "Yeter! Ben eve gidiyorum, bebek orada kalabilir!" dediğimi hatırlıyorum. O anda Doğan "Aşkım, çok az kaldı, ha gayret!" demese gerçekten ayaklanıp gitmeye kalkışabilirdim.
* Cesaretini yitirmemek! - Her ne kadar filmlerde görmeye alışık olduğumuz, annenin çaresiz ve zavallı görünüşlü babaya "Senin yüzünden bu durumdayım!" diye bağırdığı sahneler gerçekte yaşanmasa da anne yer yer umutsuzluğa kapılıp agresif olabiliyor. En azından biz böyle bir durum yaşadık. Zavallı Doğan'ın stresini atmak için çiğnediği sakızının kokusu zaten hamilelik boyunca müthiş hassaslaşan burnumu öyle bir rahatsız etti ki "Çek şunu!" diye bağırdım. Bunun gibi olası durumlarda babanın alınganlık yapmaması ve soğukkanlılığını koruması çok önemli. Nitekim normal şartlarda beni gıcık etmek için o sakızı belki de burnuma yapıştıracak olan sevgili eşim derhal ondan kurtulup beni destekleme misyonuna tüm sakinliği ile kaldığı yerden devam etti.
* Ortamı rahat ve sessiz tutmak: Rahatlama tekniklerinde konsantrasyon -hele de kasılmalar sırasında- çok önem taşıdığı için babanın ortamı annenin istekleri doğrultusunda tutması, anne loş ışık istiyorsa ışıkları kapatması, müzik istiyorsa rahatlatıcı melodilerin devamını sağlaması gerekiyor.
* Yaratıcı olmak: Doğum, her ne kadar derslerle, araştırmayla, okumayla hazırlanılsa da, bir bilinmeyen... Sürecin uzunluğunu/kısalığını, kasılmaların şiddetini önceden kestirmek mümkün olmadığı için derslerde öğrenilen teknikler her zaman yeterli olmayabiliyor. Bu yüzden de babaya gidişata göre yaratıcı teknikler geliştirme, anneyi ne rahatlatıyorsa onu devam ettirme görevi düşüyor.

Gerek HypnoBirthing gerekse diğer doğal doğum tekniklerinin -muhtemelen kötü karma yaratmamak için- çok fazla üzerinde durmadığı ama bence çok önem taşıyan bir nokta da herhangi bir terslik anında anneye yine gerekli desteği verebilmek. Bebeğini doğal yollarla doğurmayı gerçekten isteyen her annenin en büyük korkusu bir problem olması halinde ilaç almak ya da sezaryene başvurmak zorunda kalmaktır. Bu noktada doktora duyulan güven çok önemli... Tıbbi bir müdahale yapılması gerektiğinde aylardır doğal doğuma hazırlanan annenin yaşayacağı hayal kırıklığını gidermeye çalışmak da yine babaya düşüyor.

Ben ve Doğan HypnoBirthing deneyimimizi her ne kadar Amerika'dayken yaşamış olsak da artık Türkiye'de de bu konuyla ciddi olarak ilgilenen ve gereksiz tıbbi müdahale ve sezaryenin sakıncaları konusunda farkındalık yaratmaya çalışan insanlar var. Doğal doğum konusunda oldukça başarılı işler yapan Dr. Hakan Çoker sayesinde bu insanlara geçtiğimiz günlerde 10 kişi daha eklendi. Marmaris'te yapılan ve sadece Türkiye'den değil, civar ülkelerden de katılımcıların olduğu Uluslararası HypnoBirthing Konferansı'nın sonunda HypnoBirthing konusunda aktif olarak çalışmaya başlayan 10 eğitimci daha var artık Türkiye'de...

Elbette doğal doğumun yaygınlaşması ve gereksiz sezaryenlerin uygulanmaması konusu önce doktorlardan başlıyor. Ancak anne-babalar da üzerlerine düşen görevleri yapıp, doğal doğumun gerekliliği ve güzelliği konusunda kendilerini bilinçlendirirlerse bizim gibi HypnoBirthing anne ve babalarının sayısı gün geçtikçe artacaktır.

Blogcu Anne/ Elif Doğan

 

Jale Özen DDB

Doğumda Zamana Saygıya Dair


Doğumun zamanını beklemek ve doğumda da zamana saygı duymak... Süreci yaşamak ve hissetmek

İşte gene harika bir doğum.

Dr.Ahmet Akkoca' dan dinliyoruz:

42+1 haftada aramıza gelen Sofi bebek doğumda zaman...

Devamını oku...

BEBEĞİM

Sütlaç Annesini TV de İzledi

Sütlaç Annesini TV de İzledi


Anne Olunca Anladım programı Kanal1  in konuğuyduk Dr. Hakan Çoker ile. Sevgili Hülya Yıldırım, bilinçli bir anne olarak kendini bu konulara adamış. Devamını oku...

More:

DOĞAL YAŞAM

Bebekli Piknik, Dere Çiftliği' nde Melekler

Bebekli Piknik, Dere Çiftliği' nde Melekler


Az kişiydik, öz kişiydik, Dere Çiftliğindeydik, bebeklerleydik, biraz üşüdük, fazlaca da terledik, gezdik, dereye düştük, bol bol yedik, içtik, uyuduk, uzandık, sohbet ettik, çilek topladık yedik, bal...

Devamını oku...
More:

JALE ÖZEN KİMDİR?

Kişisel Bilgiler:
Doğum: 1968-Kayseri
Uyruk: T.C.
Eğitim: 1993-1990 Marmara Üni. Güzel Sanatlar Fak. Tekstil Anasanat dalı-Giyim Bölümü
1989-1985 Ege Üni.Tekstil Müh. Fak. Tekstil Teknolojisi
1985-1982 İzmir Karataş Lisesi –Matematik Bölümü

CEP:0 537 327 00 06

Jaleozen68@gmail.com

Devamı...