"Mucize Doğumlar" diyoruz, DOĞAL DOĞUM BİLİNCİ -DDB- diyoruz, eğitim diyoruz her zaman. Eğitim dediğimizde aslında içgüdülerimizi ve doğal olanı anlamayı öğrenmek bizim yapmaya çalıştığımız. Hızla artan sezaryen ve müdahaleli doğumların gereklilik halindeki değerinin ve öneminin farkında olmakla beraber hangi durumlarda gerekli olduğunu bilmek ve bebeğimizin doğumda ne istediğinin ve hem onun hem de kendimiz için neyin doğru olduğunu anlamanın ve anlatmanın çabasındayız. Dünyanın heryerinde gittikçe doğal doğuma, hypnobirthing ve Lamaze yöntemi ile gerekli olmadıkça müdahale olmadan doğuma ve özellikle kendi kendine doğuma yönelim var. Bunun önemi bilinmekte..
Sevgili Elif bizimle kendi doğumunu içten bir sevgiyle paylaşıyor ve burada sık sık bizimle olacak. Blogunda da onu takip edebilirsiniz. Şimdi satırları onun akıcı anlatımına bırakıyorum:
"Neden Doğal Doğum? Neden HypnoBirthing?
Doğal doğum nedir? Adı üstünde: Doğal... Olması gerektiği gibi... Gereksiz müdahaleler olmadan... Binlerce yıldır olduğu gibi...
Dün bir anne-çocuk dergisini karıştırırken günümüzün ünlü annelerinden biriyle yapılmış olan bir röportajı okudum. Sezaryeni 'tercih' etmiş olan bu anne gerekçesini "Ben normal doğum yapacak kadar cesur biri değilim" diye açıklamış.
"Vay be! Meğer ben ne cesur insanmışım" diye düşündüm kendi kendime. Kuzenimin elindeki ölü kelebekten kaçacağım diye boş havuza düşüp dişini kıran ben aslında ne de çetin cevizmişim.
Ya da... Birileri bu kadıncağıza doğal doğumla ilgili korku hikayeleri anlatmış. Acı, kıvranma, çığlık, ter, bağırma, çağırmadan ibaret, ancak ve ancak "cesur" kadınların haddine düşen bir olay olduğunu söylemiş.
Ortada yanlış birşeyler var.
İşte HypnoBirthing bu yanlışlığı düzeltmeye çalışan, doğal doğumla ilişkilendirilen ‘ağrı ve acı' kavramlarına bambaşka bir tanımlama getiren bir yöntem.
Daha hamile kalmadan önce tıbbi bir gereksinim olmadığı takdirde sezaryene yönelmeyeceğimi biliyordum. Deniz'e hamileyken de bu görüşüm değişmedi. Doğal doğum istediğimi doktorumla paylaştığımda kendisinin de keyfi sezaryeni hiç tavsiye etmediğini öğrenmek beni çok rahatlattı. Ancak doktorum ilaçsız doğum yapmak istiyorsam kendimi bu konuda bilgilendirmem gerektiğini, çünkü ciddi bir ağrının söz konusu olacağını ve hazırlıksız gelirsem büyük ihtimalle ilaç almak isteyebileceğim için moralimin bozulacağını söyledi; ve bize son zamanlarda doğal doğum konusunda yeni bir yaklaşım olan HypnoBirthing'i tavsiye etti.
Doktoruma çok güvendiğim için tavsiyesine uydum ve verdiği telefonu aradım. Telefona çıkan ve HypnoBithing derslerini veren Vivian'ın sesi o kadar güzel, o kadar rahatlatıcıydı ki, anında yakınlık hissettim kendisine, ve doğal doğum fikrine daha çok ısındım.
Vivian verdiği derslerden birine Doğan'la birlikte misafir olarak katılmamızı tavsiye etti. Dersin sonunda kararımızı vermiştik: Biz de bebeğimizi HypnoBirthing yoluyla dünyaya getirecektik.
Doğuma 5 hafta süren bir kurs ile hazırlandık. Derslerin hepsi birbirinden rahatlatıcı ve bilgilendiriciydi. Kendisi hipnoz ve gevşeme teknikleri üzerine uzman olan ve o güne kadar birçok kadının HypnoBirthing ile doğum yapmasına tanık olan Vivian bize doğumun filmlerde görmeye alıştığımız çığlıklı, koşturmalı, hastaneye-son-anda-yetişmeli, eşine "Hepsi senin suçun!" diye bağırmalı sahnelerden çok farklı olduğunu, normal bir doğumun oldukça uzun, yer yer neredeyse sıkıcı bir süreç olduğunu anlattı.
HypnoBirthing'in en önemli ve farklı tarafı öğretilen rahatlama teknikleri. Ben aslında hipnoz tekniğiyle rahatlayıp gevşeyebilen bir insan değilim. Ya da olmadığımı düşünürdüm. Ancak derslerde gösterilen teknikler, dinletilen müzikler, söylenen rahatlatıcı sözler ister istemez gevşemeye itiyor insanı...
HypnoBirthing kadına, kendi vücudunun doğumun üstesinden nasıl geleceğini bildiğini adeta kanıtlıyor.
Anne hiçbir şey yapmasa da, hiçbir ilaca, hiçbir müdahaleye gerek olmadan annenin bütün kasları, bütün organları bebeğin doğum kanalına girmesi, orada kendi hızında ilerlemesi ve gerektiği zaman da anneden ayrılarak dünyaya gelmesi için inanılmaz bir uyum içinde çalışıyor.
Genelde ‘sancı' ya da ‘ağrı' diye adlandırılan kasılmaları doğal kabul edip, onların verdiği rahatsızlığı acı olarak değil de bebeğine kavuşma anının giderek yakınlaşmasının sinyalleri olarak algılayabilince daha bir farklı yaklaşıyor insan doğal doğum olayına...
HypnoBirthing ‘ağrıyı' doğumun doğal bir parçası olarak görüyor ve korkulması gereken bir tabu olmaktan çıkarıyor. Her bir kasılmanın verdiği sıkıntıyla başa çıkmak için sadece rahatlatıcı nefes tekniklerini değil, kasılmaları atlatmak için çok etkili olan basınç noktalarını, esneme yöntemlerini de öğretiyor.
Keşke birileri bu ünlü anneye de HypnoBirthing'den bahsedip, kendinde olmadığını sandığı cesaretin aslında her kadının içinde olduğunu söyleseymiş."