Canım oğlum doğdu.
İlk günlerin telaşı, nasıl emzirdin, ne yedin, sütün kıvamı, miktarı derken günler geçti ve Bora’cım 2 aylık oldu. Bir gece yine oğluşa kalktım. Emzirdim, uyuyakaldı. Yatağına yatırmak için göğsümden ayırdım. Ama benim göğsüm ve onun kafası sırılsıklamdı. Önce terledi sandım. Ama sonra baktım bu ter ıslaklığı değil başka bir şey. Işığı biraz daha açtım. Baktım kafa derisi yara gibi olmuş. Aynı içi su toplamış kuru görüntülerden gövdesinde de var. Ertesi gün soluğu doktorda aldım tabii. “Ah canım sen ne kadar atopik dermatitsin böyle” diye cümle çıktı doktorun ağzından.
Sonrasında cildiyeci ve tüm bakım kozmetikleri değişti. Ben diyete başladım. Sonra yetmedi, oğluşun alerjisi barsaklarına vurdu bir de üstüne kolit oldu. Öyle böyle derken günler geçti ve benim İzmir’den bir arkadaşım geldi. Eski üniversite arkadaşları toplandık eski günleri yadetmeye. Sohbet, muhabbet derken konu çocuklara geldi. Orada 5 anneydik ve 3 tanemizin çocukları alerjikti. Yani hepimiz uğraşıyorduk. Derken İzmir’li olan bu arkadaşımız bize kendi çocuğunu nasıl tedavi ettiğini anlattı.
Alternatif tıpta homeopati diye uygulanan bir yöntem varmış. Bu sistem şöyle işliyormuş. Benzeri benzeri ile tedavi etme yöntemi. Bir nevi aşılama gibi bir şey. Bizim arkadaşın oğlunda alerjik astım hastalığı varmış ve tabii bir sürü ilaç kullanıyorlarmış ama çok da fayda göremiyorlarmış. Derken bir gün ablası bu işi artık çözeceğiz ben bir doktor buldum demiş ve bizim arkadaşı bu doktora götürmüşler. Arkadaşın oğlu bu yöntemle tabii tıbbi tedaviyi kesmeden uygulamış ve çocuk bayağı düzelmiş. Artık çok rahatladım diye bize durumunu anlattı.
Tabii alerjiden muzdarip olan ben bu olayı can kulağıyla dinledim. Eve geldim homeopati nedir araştırdım. Ailemdeki doktorlara sordum. Güvenilir doktorlara da sordum, ayrıca oğlumun doktoruna da sordum hepsi bana olumlu yanıt verdiler. Hal böyle olunca ben de bu yöntemi denemeye karar verdim. Sonuçta yan etkisi olmayan bir yöntemmiş.
Biz oğlum, dayısı ve ben günübirlik İzmir’e gittik. Doktorun yanına girdik. Doktor tam 1 saat 15 dakika boyunca bana Bora hakkında sorular sordu. Sonra “Ben bu verdiğiniz bilgiler üzerinde çalışacağım ve ilacı adresinize yollayacağım.” dedi. İlaç geldi. Biraz korkarak da olsa Bora’ya ilacı verdim.(Çok enteresan ilaç dediğim şey toplu iğne başı kadar küçük bir zerre. Bunu küçük bir pet şişenin içinde eritip bir çay kaşığı kadar veriyorsunuz.) Sonra Bora gece uykusuna yattı. Saat 1 oldu kalkmadı, 2 oldu kalkmadı, 3 oldu kalkmadı. Her gece saat başı uyanan çocuk uyuyor. Eşimi uyandırdım. “Kalk buna bir şey oldu.” dedim. “Nefesini kontrol ettin mi?” diye sordu. Nasıl etmem her 5 dakikada bir yanındayım nefes alıyor mu diye. Çocuk mışıl mışıl uyuyor. Ama ben evham perisi yok bir türlü ikna olmuyorum. Neyse derken bizim oğlan saat 3.5 da uyandı, emdi, yattı, yine uyudu. Alışmamışım ki uyuyan çocuğa. Heyecanlanıyorum oğlan uyuyunca. Gayet güzel uyudu, sabah olunca kalktı, neşeli, keyifli. Yaşadığıma inanamıyorum. Zavallının barsakları rahatladı, kaşıntıları geçti çocuk uyudu diyemiyorum. Neyse sabah bu kadar rahat olduğunu görünce her şeyin yoluna gireceğine inanarak kendimi rahatlattım. Sonuç olarak da oğlumun alerjileri tıbbi tedavinin yanında uyguladığımız bu yöntemle kısa sürede hem şiddetini, hem de ortaya çıkma sıklığını azalttı. Şimdi Bora tam 3,5 yaşında çok nadir, küçücük bir egzama atabiliyor bacaklarının arkasında ama hiçbir ilaç kullanmadan veya sadece nemlendiriciyle bünye kendisi başa çıkabiliyor. Bizde onun elinden domatesleri, yoğurdu, peyniri hatta artık babasıyla gittiği her market alışverişinde aldırdığı yumurta çikolataları kaçırmadan aklımız daha rahat bir yaşam sürebiliyoruz.
Sevgilerimle
ESİN AYBAR